Bozuk yollar ve güzel bir orman yolu
Çökertme’den çıktıktan sonra bitmek bilmeyen dağ yolları ile Ören’e geçtik. Yolların kötülüğü hakkında konuşmayacağım, konuşursam susmam. Yollar kötü olsa da manzaranın muhteşem olduğunu söylemeden geçmemeyim. Sırf o manzara için bu yol kesinlikle çekilir. Dalgaların kayaları çarparak kırılması ve Yağmur Ormanlarını andıran, Türkiye'deki büyük şehirlerde görmediğim kadar yeşil bir tabiat. Yol boyunca kaç defa durup fotoğraf çektiğimizi hatırlamıyorum bile. Yol üstünde bir yer var ki; tüm yorgunluğumuzu atmamızı sağladı: Akbükü. Akbükü, doğal koruma altında ve giriş ücretli; ancak çok cüzzi bir ücret. Ben konuşmayayım isterseniz. Fotoğraf size her şeyi anlatacaktır.
Turkuazın hakkını veren denizi ve uzun sahil şeridiyle Akbükü
Bu yol sonunda Akyaka’ya ulaştık. Akyaka beklediğimiz gibi değildi. Burada kalmamaya karar verdik. Yoldan geçenlere Gökova’yı sorduk. Malum adı duyulmuş bir yer. Çocuklar abi orası köy, tahmin ettiğiniz gibi bir yer değil, her şey burada dediklerinde; kendimizi gülmekten alıkoyamadık. Birer soğuk içecek içip Marmaris’in yolunu tutmaya karar verdik. Bu nedenle gezimiz 1 gün kısalacaktı ama olsun.
Marmaris'ten bir akşamüstü manzarası
Marmaris’te karnımızı bir güzel doyurup, tatlılarımızı yedik. Tatlı olmazsa olmazımız neden mi? Çünkü internet var =) Tatlı yerken bir sonraki günü de planını yaptık. Dalyan’da bir pansiyonda kalacaktık; bir kaç telefon konuşmasının ardından yerimizi ayarladık. Unutmadan söyleyeyim sadece 1 gün için pansiyonlar rezervasyon yapmıyor. Eğer Dalyan’da bir günlüğüne kalacaksanız buna dikkat edin. İnternet olmasına rağmen o kadar yorgundum ki günü anlatacak güç bulamadım. Gece İçmeler tarafında kendimize kalacak yer aradık. Arabayı sakin ve ışık almayan bir yere çektikten sonra 2. günü de bitirmiş olduk.
2. günden size önerim Akyaka ve Gökova’ya gitmeyin. Görmeniz gereken pek bir şey yok. Bunun yerine Bodrum, Gümüşlük’te daha fazla kalın veya hemen Marmaris’e geçin. Benden size günün tavsiyesi budur =)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder