23 Nisan 2011 Cumartesi

Türkiye Bisiklet Turu

UCI (Union Cycliste Internationale) tarafından Hors Category(2HC)'ye yükseltilmesinin ardından birçok ünlü ismin katıldığı Türkiye Bisikler Turu'nda bu yıl da bir çok yıldız isim yer alacak. Dünyanın en önemli sprinterleri birbirleri ile kıyasıya bir yarış içinde olacak.
Bu sene Türkiye Bisiklet Turu'nda yarışacak ünlü s
printerleri şöyle bir tanıyalım. Bu sprinterlerin başında Lampre-ISD takımının İtalyan sprinteri Alessandro Petacchi yer alıyor. Kariyerinde 3 Büyük Turda (İtalya Bisiklet Turu, Fransa Bisiklet Turu, İspanya Bisiklet Turu) da sprint klasmanı birinciliği ve bununla beraber tek günlük klasiklerden Milan-San Remo yarışı birinciliği bulunan Petacchi; ilerlemiş yaşına rağmen formundan hiçbir şey kaybetmediğini geçen yıl Fransa Bisiklet Turu'nda sprint klasmanını kazanarak gösterdi. Geçen yıl Türkiye Bisiklet Turu'nda sprint klasmanı birincisi olan André Greipel, bu yıl Omega Pharma-Lotto takımı adına yarışıyor. Kariyerinin en büyük başarısı olarak 2009 yılında İspanya Bisiklet Turu'nda kazandığı sprint klasmanı birinciliği gösterilebilir. Son olarak da Garmin-Cervelo Takımının Amerikalı ünlü sprinteri Tyler Farrar, Türkiye Bisiklet Turu'nda kıyasıya bir sprint mücalesi verecek.
İstanbul-İstanbul etabı ile 24 Nisan 2011 Pazar günü başlayacak yarışta, bisikletlerin Boğaziçi Köprüsü'nden Anadolu Kıtasına geçişi dünyada bir ilk olacak. İstanbul etabının ardından Kuşadası'na gelecek olan bisikletçiler; Kuşadası-Turgutresi, Bodrum-Marmaris, Marmaris-Pamukkale, Denizli-Fethiye, Fethiye-Finike, Tekirova-Manavgat, Side-Alanya etapları ile birlikte Alanya'da sona erecek. Bisikletçiler 8 gün boyunca 1387 kilometre pedal bastıktan sonra mutlu sona ulaşacak bisikletçi belli olacak.
Türkiye Bisiklet Turu'nun resmi sitesi: http://www.tourofturkey.org/2011/TR/

21 Nisan 2011 Perşembe

Bogosort

Sıralama algoritmaları, programcılık alfabesinin ilk harflerinden bir tanesidir. Bir programcı en az bir tane sıralama algoritmasını adını yazar gibi yazabilir. Programcıların en çok kullandığı sıralama algoritmaları seçmeli sıralama (selection sort), hızlı sıralama (quick sort) ve eklemeli sıralama (insertion sort) olarak söylenebilir. Tabii ki böyle bir genelleme yapmak çok doğru değildir ve kullanılacak yere göre bu algoritmalar da değişiklik gösterir. Örneğin sıralama bir ağaçta yapılacaksa ikili ağaç sıralaması (binary tree sort) kullanılabilir veya iki dizinin birleştirilmesinde birleştirmeli sıralama (merge sort) tercih edilebilir. Ben burada çok bilinen birçok sıralama algoritmasının aksine daha az duyulan ve tercih edilmeyen bir algoritmadan bahsedeceğim: Bogosort.

Sıralama algoritmaları adından da anlaşılacağı gibi kendisine gönderilen veri yapısını sıralamak için kullanılır. Şimdi öyle bir sıralama algoritması düşünün ki bu algoritmanın gönderdiğiniz veri yapısını sıralayacağına dair bir garanti yok. En kötü zaman karmaşası sonsuz! Peki, bu nasıl oluyor? Algoritmayı kolayca anlatabilmek için bir örnek vereyim. Elimizde 1’den 10’a kadar sıralı kağıtlar var. Bu kağıtları yere atıyoruz; attığımız kağıtları yerden toplayıp sıralı olup olmadığına bakıyoruz. Eğer sıralı ise algoritma burada sona eriyor; ancak sıralı değilse kağıtları tekrar yere atıyoruz ve aynı adımları tekrarlıyoruz. Kağıtların sıralanmasında tek bir değişken var ŞANS. Eğer biraz şanslıysanız ilk denemede kağıtlar sıralı olacaktır ve işlem sona erecektir; ama şansınız o kadar da iyi değilse bu işlem sonsuza kadar sürebilir. Bu nedenle de algoritmanın zaman karmaşıklığı sonsuz. Biraz maceracı değilseniz bu algoritmayı denemeyi düşünmezsiniz; en azından sıralayabileceğiniz kesin algoritmalar dururken bu algoritmayı kullanmazsınız. Son olarak algoritmanın Türkçe karşılığını söylemekte yarar var. Bogosort’un Türkçe çevirisi “Saçma Sıralama” veya “Rastgele Sıralama”.

Algoritmaya ulaşmak için: wikipedia

16 Nisan 2011 Cumartesi

TÜYAP Kitap Fuarı

Bu sene 16.'sı düzenlenecek TÜYAP kitap fuarı kapılarını bugün açtı. 24 Nisan'a kadar devam edecek fuarın bu seneki onur konuğu Refik Durbaş. Fuar süresince 3 farklı salonda devam edecek 130'un üzerinde etkinlik ile yayınevlerin standlarında düzenlenecek birçok imza günü var. Bununla beraber Türkiye ve dünyanın en önemli fotoğrafçılarından biri olarak görülen Ara Güler "Eller ve Yüzler" isimli fotoğraf sergisiyle fuarda yer alacak. Ara Güler'in yanı sıra bu yıl 100. yaşını kutladığımız Rıfat Ilgaz'ın hayatından kesitleri içeren fotoğraf sergisi de fuarda yer alacak. Ben de 17 ve 24 Nisan tarihlerinde TEGV standında görevli olarak fuarda olacağım. Tüm kitapseverleri fuara ve standımıza bekleriz.

El Clasico

Taraflı tarafsız herkes için dünyanın en büyük çekişmelerinden bir tanesi El Clasico. Hatta futbolu sevmeyen ve izlemeyen birçok kişi bile sadecebu maçı izliyor. Bu sezon tarihte ender görülebilecek bir olaya şahitlik ediyoruz. Real Madrid ve Barcelona 18 gün içerisinde 4kez karşı karşıya gelecekler. Lig fikstürü, Kral Kupası fikstürü ve Şampiyonlar Ligi yarı final fikstürünün aynı döneme gelmesi ile 4 maçlık bir futbol resitali bizleri bekliyor olacak. İlk maç bugün (16 Nisan) oynanacak. Real Madrid'in mabedi olan Santiago Bernabeu stadyumunda oynanacak maçın favorisi olarak ilk yarıdaki maçı 5-0 gibi tarihi bir skorla kazanan Barcelona görülüyor. Maç öncesi Real Madrid teknik direktörü Jose Mourinho yine gündeme damgasını vurdu. Mourinho, El Clasico için düzenlenen basın toplantısında sorulara cevap vermeyerek mikrofonu yardımcısına verdi. Mourinho bu hareketi sonrasında basın mensupları tarafından protesto edildi.

Maç öncesi diğer bir merak konusu ise Mourinho'nun takımını nasıl bir kadro ve dizilim ile sahaya süreceği. İlk yarıdaki 5-0'lık maç sonrası Mourinho takımı fazla hücuma yönelik kurduğu gerekçesiyle eleştirilmiş, daha defansif bir takım sahaya sürmesi gerektiği savunulmuştu. Peki 4 maçlık resitalin ilk maçında ne olacak? Ligde Barcelona, Real Madrid'in 8 puan önünde buluyor. Bu da demek oluyor ki Madrid bu maçı kazansa bile şampiyonluk onlar için uzak bir liman. Ligdeki kaybedecek bir şeyi olmayan Mourinho, ilk maçta olduğu gibi riske girip hücum ağırlıklı bir takım sahaya sürebilir. Böylece diğer 3 maç öncesi rakibinin kafasını karıştırmış olmanın yanı sıra, kendilerine karşı alınacak önlemleri boşa çıkarabilir. Şampiyonlar Liginde geçen yıl Inter'in başında Barcelona'ya karşı ne kadar büyük bir taktik dehası olduğunu gösteren Mourinho'nun kafasında kim bilir ne tilkiler dolaşıyordur. Bekleyip göreceğiz; ama sonuç ne olursa olsun maçlar izleyicilere büyük bir keyif yaşatacak.

15 Nisan 2011 Cuma

Bahar Klasikleri Zamanı

Yol bisikletinde Bahar Klasikleri tüm hızıyla devam ediyor. Bu yılın yarışlarını konuşmadan önce 2010'u şöyle bir hatırlayalım. Geçen yıla şüphesiz Fabian Cancellara damgasının vurdu. 1 hafta arayla Ronde van Vlaanderen ve Paris-Roubaix yarışlarını kazandı. Bu galibiyetlerden sonra uzunca bir süre Cancellara'nın mekanik doping yaptığı iddia edilse de; USI tarafından bu iddialar kabul görmedi. Diğer bir Klasik Amstel Gold Race'i Belçikalı Philippe Gilbert kazanırken son Bahar Klasiği olan Liege-Baston-Liege yarışını ise Kazan bisikletçi Alexandre Vinokourov kazandı. Bisikletseverler 2009 Ağustos'unda doping cezası biten Vinokourov için bu yarışın bir geri dönüş olduğunu düşünse de daha sonra beklentileri pek karşılayamadı. İşte 2010 Bahar Klasikleri böylece sona erdi.

Bu sene Bahar Klasikleri Milan-San Remo ile başladı. Cancellara favori olarak başladığı yarışta ancak 2. olabildi. Yarışı 24 yaşındaki Matthew Goss kazanırken. Genç bisikletçi bu galibiyeti ile hayatının en önemli başarılarından bir tanesine ulaşmış oldu. Nisan ayı ile birlikte Bahar Klasiklerinde heyecan doruk noktasına ulaştı. 1er hafta arayla Ronde van Vlaanderen, Paris-Roubaix ve Amstel Gold Race klasikleri üst üste geldi. Ronde van Vlaanderen öncesi geçen yılın 1.si Cancellara yine favoriydi. Yarışın bitmesine yaklaşık 40 kilometre kala Cancellara atak yaptığında herkes yarışı kazanacağını düşünüyordu. Bu ataktan sonra Cancellara yemek yemeyi unutunca arkadan gelen grup tarafından yakalandı. Yarışta her şey değişmiş ve Cancellara geride kalmıştı; ancak o motorlarını tekrar çalıştırdı ve yarışın sonuna ön grubu yakalamış şekilde girdi. Yarışın sonundaki sprint bölümünde Cancellara atak yapsada fırsatçı Nick Nuyens yarışı kazanmayı bildi. Cancellara ise Sylvain Chavanel'e de geçilerek yarışı ancak 3. sırada bitirebildi. Bu yarıştan sonra sıra merakla beklenen, Bahar Klasiklerinin Kraliçe ünvanı ile anılan yarışı olan Paris-Roubaix'e geldi. Yarışın sonucunu geçmeden Paris-Roubaix'i Kraliçe yapan özelliklerden bahsedelim biraz. Klasik bir yol yarışından farklıdır Parix-Roubaix. Bisikletçiler bu yarışta asfalt yolların yanı sıra tozlu topraklı arnavut kaldırımlı yollardan geçerler. Bisiklet firmalarının sadece bu yarış için özel bisikletler ürettiği gerçeğini söylersem sanırım bu taşlı yolların etkisi biraz daha kolay anlaşılabilir. Gelelim yarışın en zevkli noktasına: Yağmur. Yağmur o toz ve toprak içindeki yollarla birleşince bisikletçileri tanımak hiç de kolay olmuyor. Sol tarafta 2001 yılındaki yarıştan bir kare görüyorsunuz. Bu karede en önde gördüğünüz isim o zamanki US Postal takımından George Hincapie. Bu nedenle her bisiklet izleyicisi bu yarıştan önce yağmur duasına çıkar. Paris-Roubeix'i biraz daha anlayabilmek için Paris-Roubeix 1976'yı anlatan "A Sunday in Hell" belgeselini izleyebilirsiniz. Gelelim bu seneki yarışa. Cancellara geçen yılı kazananı olarak favoriler arasındaydı; ancak bu yarışta da 1.lik göremedi ve sevenlerini hayal kırıklığına uğrattı. Yarışı Belçikalı bisikletçi Johan van Summeren kazanırken; Cancellara, Summeren'in 19 saniye ardından 2. sırada kaldı. Bahar Klasiklerinin Kraliçesi de böylece sonuçlanmış oldu. Sırada 17 Nisan'da yapılacak olan Amstel Gold Race var. Amstel Gold Race, diğer klasiklerin aksine tırmanışları ile iyi tırmanabilen bisikletçilere göre bir yarış. Şimdiden bir şey söylemek zor olsa da geçen yılın kazananı Philippe Gilbert ile Cancellara'nın takım arkadaşı Schleck kardeşler bu yarışın favorileri olarak görülebilir.